Blog

Basınçlı Kumlama Nedir?

Basınçlı kumlama işleminin ülkemizdeki geçmişi çok kısadır. Önceleri sadece deniz kumunun paslı yüzeye püskürtülmesi olarak bilinen kumlama işlemi , sanayimizin gelişmesiyle daha hassas malzemelere daha özel yöntemlerle uygulanmaya başlanmıştır. Günümüzde kaplama öncesi pürüzlendirme veya yüzey sonlandırma amacıyla yoğun şekilde uygulanan kumlama işlemi , basınçlı hava ile yüzeye, kum olarak tabir edilen ve mikron boyutlarında olan malzemelerin püskürtülmesi olarak tanımlanabilir. Hava sayesinde yüksek bir hıza ve dolayısıyla momentuma sahip olan bu kumlar yüzeye çarptıklarında mikron mertebesinde izler bırakırlar. Oluşan bu izlerin derinliği ve şekilleri yüzeyin parlaklığına birebir etki ederler.

Basınçlı Kumlama Düzeneği Şeması

Yüzeyin kumlanarak işlenmesinde rol oynayan başlıca elemanlar;
Basınçlı hava, Çeşitli özellikteki kumlar, Hava ve Kum Tankları, Kum Püskürtme Memeleridir.

Ancak yüzey morfolojisini en çok etkileyen elemanlar, havanın basıncı ve kullanılan sarf malzemesinin cinsidir.
Basınçlı hava bu işlemde itici güç olarak kullanılmakta ve yüzeye gönderilen sarf malzemelerinin etkisini belirlemektedir. Yüzeyin şeklini belirleyen eleman ise kullanılan sarf malzemesidir. Sarf malzemelerini şekil itibariyle küresel ve köşeli olarak ikiye ayırmak mümkündür.
Köşeli taneciklerin oluşturduğu sarf malzemelerine grit adı verilmektedir. (Örnegin çelik grit, cam griti, dere kumu, alüminyum oksitler vb.) Bu malzemeler daha çok kaplama işlemleri öncesinde yüzeyin pürüzlendirilmesi amacıyla püskürtülürler. Köşeli malzemelerin çarpmasi ile pürüzlenen yüzey sonradan uygulanacak kaplayıcı elemanın yüzeye daha iyi tutunmasına olanak sağlar.

Köşeli malzemeler kullanılırken dikkat edilmesi gereken birkaç önemli nokta çok iyi bilinmelidir. Öncelikle bu tip yıpratıcı malzemeler aynı bölgeye uzun süre uygulandıkları taktirde malzemenin toleranslarında değişikliğe neden olurlar. Bunun nedeni, yüzeye çarpan taneciklerin köşeli yapısından dolayı kesme etkisi yapmalarıdır. Yüzeyden çok küçük parçalar kopararak pürüzlendirme yaptığından dolayı bu işlem sırasında aynı bölge üzerinde gereğinden fazla uygulama yapılmasından kaçınılmalıdır. Diğer bir önemli konu ise seçilen sarf malzemesinin boyutlarıdır. Daha sonradan uygulanacak olan kaplayıcı elemanlar genelde çok pahalı kaplama elemanları olduğundan, yüzeyin gereğinden fazla derinlikte pürüzlendirilmesi kaplayıcı elemanın tüketimini arttırmaktadır. Bu da maliyetleri olumsuz yönde etkilemektedir.

Küresel malzemelerle kumlanan yüzey ise, köşeli malzemelerle kumlanan yüzeyden oldukça farklıdır. Küresel sarf malzemeleri daha çok sonlandırma amacıyla kullanılmaktadır ve kumlama işlemden sonra ürün baska bir işleme sokulmadan satışa sunulmaktadır. Küresel malzemelerle yapılan kumlamanın amacı ise, üretim sırasında ürün yüzeyinde oluşan izleri ve lekeleri ortadan kaldırmak ve ürün yüzeyine homojen bir görünüm vermektir. Daha sonradan bir boyama veya kaplama islemi uygulanmayacaksa, yüzeylerin parlak olabilmesi ve kir tutmaması için mutlaka kumlama işleminin küresel şekilli sarf malzemeleri ile yapılması gerekmektedir. Sarf malzemesinin taneciklerinin şekilleri eğer köşeli olursa yüzeye çarptıklarında derin yarıklar oluşturacaktır. Bu derin yarıklar ışığın yoğun miktarda kırılmasına ve doğal olarak yüzeyin mat görünmesine neden olacaktır. Ayrıca oluşan bu derin yarıklara çeşitli kirlilikler yerleşecek ve kimyasal malzeme kullanmaksızın temizlenmesi mümkün olmayacaktır.

Boru İçi Basınçlı Kumlama İşlemi

Basınçlı kumlama işleminde kullanılan portatif kumlama kazanları , öncelikle basınçlı bir kaptır. Bu sebeple imalatı fazladan dikkat ve özen gerektirir. Basınçlı kumlama işleminde yüzeyde istenilen etkiyi yaratmak için yüzeye ortalama 6-8 bar basınçta , dakikada 3-4 metreküp hava ve aşındırıcı püskürtülmektedir. Bu işlem esnasında püskürtülen havaya aşındırıcı karıştırılmasını ise basınçlı kumlama kazanı sağlamaktadır. Basınçlı kumlama kazanı nın kum haznesine konulan aşındırıcı , basınçlı kabın altında bulunan vanaya akar. Bu vanaya ayrı ayrı giren aşındırıcı ve basınçlı hava karışmış olarak kumlama hortumuna girer. Kumlama hortumundan hızlı bir şekilde ilerleyen bu karışım ortalama 6-8 mm iç çapı olan nozula gelince sıkışır ve nozuldan dışarıya şiddetli bir şekilde püskürür. Bu karışım yüzeye ulaştığında çarptığı noktada çok hızlı ve etkili bir temizlik yapar.

Kumlama işleminde önemli rol oynayan diğer bir eleman ise kum püskürtme memesidir.(Nozul) Kumun çıkış yerinde yani kumlama hortumunun en uç noktasında bulunan ve yoğun sürtünmeye maruz kalan bu ekipmanın mutlaka aşınmaya dayanıklı bir malzemeden üretilmiş olması gerekmektedir. Nozulların çaplarındaki değişim içerisinden geçen havanın debisini belirler. Çapta meydana gelen bir kat aşınma hava tüketimini tam dört kat arttırmaktadır. Bu artış maliyetleri olumsuz yönde etkiler. Ayrıca bu artis kumlama işlemi sırasında kısa zamanda meydana geldiği taktirde kumlanan yüzeyin dengesiz kumlanmasına neden olur, bu da dalgalı bir ürün yüzeyi anlamına gelmektedir.

Vakumlu Kumlama Nedir?

Emişli kumlama yada vakumlu kumlama sisteminde basınçlı havanın vakum etkisinden faydalanılmaktadır. Basınçlı hava ; kumlama tabancası adı verilen bir ekipmanın içinden geçirilmek suretiyle, bu tabancanın alt kısmındaki boşluktan emiş yapılması sağlanır. Belirli bir yönde akmakta olan basınçlı havanın yaptığı vakum etkisiyle emilen sarf malzemeleri yine bu tabancanın içinde hava ile karışarak yüzeye püskürtülür. Aşağıda basınçlı hava etkisiyle vakum yapması için tasarlanmış kumlama tabancaları gösterilmektedir.
Emişli kumlama yada vakumlu kumlama sisteminde kumlama işlemi toz emiş filtre sistemini de barındıran bir kumlama kabini içerisinde gerçekleştirilmektedir.

Yerçekimi etkisiyle alt haznesinde biriken kum, içinden basınçlı hava geçirilen bir kumlama tabancası vasıtasıyla emilir. Operatör kabinin içine koruyucu eldivenler vasıtasıyla ellerini sokar ve bir eliyle kumlanacak malzemeyi, diğer eliyle de kumlama tabancasını tutar ve kumlama işlemini gerçekleştirir. Malzemeler kabinin içine yan taraftaki bölmelerden yerleştirilir ve havanın kontrolü ayak pedalından sağlanır. Bu tip kabinler özellikle elle tutulabilecek kadar küçük parçaların kumlanmasında oldukça pratiktir. İşlem basıncı 4-8 bar arasındadır ve emiş gücünün yetiştirilebildiği tüm sarf malzemeleri bu işlemde kullanılır. Aşağıdaki tabloda hava vasıtasıyla yapılan iki farklı kumlama yönteminin karşılaştırılması yapılmaktadır.

Kompresör Seçimi

Bir kumlama sistemi kurmayı düşündüğümüzde ilk akla gelen soru, kullanılacak olan kompresörün özellikleri ne olması gerektiğidir. Bu sorunun çözümü çok basit matematiksel bir hesaplamadan ibarettir. Kumlama işlemi sırasında tüketilen hava miktarı bilindiği taktirde bu havayı bize sağlayacak olan kompresör bizim için uygun kompresördür. Basınçlı kumlamada sarf edilen hava doğrudan hortumun ucunda bulunan nozulun çapı ve havanın basıncı ile doğru orantılıdır. Unutulmamalıdır ki zaman içerisinde nozul aşındıkça sarf edilen hava miktarı artacak ve dolayısıyla hava tüketimi de artacaktır.

Örneğin basınçlı bir kumlama sistemi kurmak istiyor ve bu sistemde 6 bar basınçta 8 mm lik bir nozul kullanmayı düşünüyorsak o zaman ihtiyaç duyacağımız hava miktarı 3550 lt/dak olacaktır. Sürekli çalışması durumunda bu basınçta bu hava miktarını verebilen bir kompresör 22 kwh (30 hp) lik bir vidalı kompresördür. Kompresör seçimi yaparken zamanla aşınan nozulun neden olacağı hava sarfiyatını da hesaba katarak bir kompresör seçmek en doğru hareket olacaktır. Aksi taktirde kompresörün ürettiği hava yetmeyecek ve sistemin basıncı nozul çapının genişlemesiyle düşecektir. Bunu önlemek içinde sık sık nozul değiştirme ihtiyacı duyulacaktır. Sıklıkla nozul değiştirmemek ve çalışma esnasında hava basıncının düşmemesi için ihtiyaç duyulan havadan %10 daha fazla hava üreten bir kompresör seçimi en ideal seçim olacaktır.

Aşağıdaki tabloda ise vakumlu kumlama sistemlerindeki hava sarfiyat miktarları verilmektedir. Bu sistemdeki hava sarfiyatının az olmasının nedeni, kumlama tabancası içinde bulunan hava enjekte memesinin delik çapının küçük olmasıdır. Bu nedenle nozul çapının değişmesi hava sarfiyatını basıncın değişiminden daha az etkilemektedir.

Yukarıdaki tabloya göre 6 bar basınçta 8 mm lik nozulu bulunan bir tabanca ile kumlama yapmak istiyorsak minimum 940 lt/dak hava ya ihtiyaç duymaktayız. Zamanla nozulun da aşınacağını düşünürsek basıncımızın düşmemesi için minimum %10 daha fazla hava üreten bir kompresör seçmemiz en ideal seçim olacaktır. En iyi neticeyi, en ekonomik şekilde ve sürekli olarak elde edebilmek için tüm bu elemanların doğru bir şekilde, amaca uygun olarak seçilmesi ve doğru şekilde kullanılması gerekmektedir. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki, kumlama işleminden iyi netice alabilmenin tek yolu sistemin sık sık kontrol edilmesidir. Ancak bu şekilde yüzey kalitesinde istenen değerlere ulaşılabilinir.

Kaynak: https://www.motordersi.com/basincli-kumlama-nedir

KUMLAMA NEDİR NASIL YAPILIR?

Kumlama; en basit anlatımı ile, kum adı verilen, kuma benzeyen, ama aslında bildiğimiz kumdan farklı, bu iş için özel olarak imal edilmiş, silis, bazalt, grid adında çeşitleri olan ve kullanım yerleri farklı özel maddeler ile yapılır. Silis : Oldukça ince çeşitleri olan silis kumu genellikle ince saçlarda, hafif şiddette kumlama yapılacağı zaman kullanılır. Bazalt : Tozuması az denilebilecek bu kum genellikle kapalı ortamlarda kumun geri dönüşümlü olarak

kullanılabileceği yerlerde kullanılır. Grid : Tozuması en az ve kumlama gücü en iyi olan kum çeşididir. Aslında kum değil, demir cürüfüdür.

KUMLAMA İŞLEMİNİN UYGULANIŞI

Kumlama yukarıda anlatılan kumun, yüksek basınçlı hava ile metal yüzeylere çarptırılmasıdır. Bu çarpma esnasında, kum metal yüzeyi mikron seviyesinde aşındırırken, aynı zamanda yüzeydeki her türlü istenmeyen maddeyi de, kazır, temizler.

KUMLAMANIN ÇEŞİTLERİ

Kumlama işlemi genel olarak ikiye ayrılır.

  1. Otomatik kumlama
  2. Manuel (seyyar) kumlama.
  1. OTOMATİK KUMLAMA

Genelde henüz üzerinde kesme veya kaynak işleri yapılmamış çelik konstrüksiyon elemanlarının ya da belli ölçülerdeki kesme ve kaynak işlemleri yapılmış çelik malzemenin kumlanması, otomatik makinalarda yapılır. Bu sistemin avantajı, makinaya girebilecek büyüklükteki malzemenin hızla ve ekonomik olarak kumlanabilmesidir. Dezavantajı ise, büyük malzemelerin kumlanamamasıdır. Örneğin bir iş makinasını, bir yakıt tankını, bir

konteyneri, bir çelik köprüyü ya da, yerinde kumlama yapılması gereken diğer büyük malzemeleri, kumlama makinasında kumlayamazsınız.

  1. MANUEL (SEYYAR) KUMLAMA

Seyyar kumlama, yüksek tazyikli hava üreten bir kompresör, kumlama makinası, hortumlar vb. donanım ile her yerde yapılabilir ve her cins malzemeye (ve genellikle büyük malzemelere) uygulanabilir. Ancak bu metodunda dezavantajı toz çıkmasıdır. Aslında toz çıkarmadan, yani tozsuz kumlama yapmakta mümkündür. Toz olmadan kumlama yapmak için, sulu (ıslak) kumlama yapılır. Bu sistemde kumlama yapılırken, özel bir yöntem ile, kumlanan malzemenin üzerine ıslak kum püskürtüldüğünden, toz çıkmaz. Sulu (ıslak) kumlama daha çok marinalarda, çekek yerlerinde, fiber ya da ahşap teknelere yapılır. Burada amaç toz ile çevreyi rahatsız etmeden, tekneye kumlama yapmaktır. Ayrıca sulu kumlama, şehir içinde, inşaat ya da binalarda, kumlama metodu ile sıva kaldırma-kazıma, duvar temizleme (boya kazıma-kaldırma), mermer veya benzeri doğal taş yüzeylerde, kumlama ile eskitme yapılacağı zamanlarda tercih edilir. Aslında çelik yüzeylerde de, sulu kumlama yapmak mümkündür ama, kumlamanın hemen sonrasında yüzeye uygulanması gereken özel boya oldukça maliyet getirdiğinden, çelik yüzeylerde, sulu kumlama tercih edilmez.

KUMLAMANIN DERECELENDİRİLMESİ

Kumlama işlemi çeliğin yüzeyinde istenmeyen oluşumların ne derecede temizlendiğine ve yüzeyin hangi ölçüde aşındırıldığına göre derecelendirilir. Bu konuda Dünyada bazı standart derecelendirmeler vardır. Türkiye’de İsveç standardı olan “Swedish Standards For Ground Vibrations And Airblast” SA 1, SA 2, SA 2,5 ve SA 3 dereceleri kullanılır. Bu derecelendirme ölçüleri TSE kurumunca 08.04.1999 tarihinde TS EN ISO 8501-1 olarak aynen kabul edilmiştir.

SA 1 : Son derece yüzeysel bir temizlik derecesidir. Paslanmış yüzeylerde son derece yüzeysel bir temizlik biçimi olup, piyasada “süpürme” olarak adlandırılır. SA 2 : Çeliğin oldukça temizlenmiş, yüzeyin bir hayli pürüzlendirildiği, bir kumlama derecesidir. Amerikan SSCP ölçülendirme skalasında “commercial” (ticari); British BS 4232 ölçülendirme skalasında “3st quality 80% whole surface” olarak sınıflandırılır.

SA 2,5 : Çelik yüzeyin gayet iyi pürüzlendirildiği, istenmeyen oluşumların tamamına yakın bölümünün temizlendiği ve çeliğin kendine has gri renginin kolaylıkla görüldüğü, piyasada en çok tercih edilen kumlama derecesidir. Amerikan SSCP ölçülendirme skalasında “Near White”; British BS 4232 ölçülendirme skalasında “2nd quality 95% whole surface” olarak sınıflandırılır.

SA 3 : Çelik yüzeyin çok iyi pürüzlendirildiği, istenmeyen oluşumların tamamen temizlendiği, çeliğin kendine has gri renginin tamamen ortaya çıktığı bir kumlama derecesi olup, piyasada tercih edilmeyen bir kumlama derecesidir. Çünkü uygulama zamanı ve maliyeti oldukça yüksektir. Amerikan SSCP ölçülendirme skalasında “White Metal”; British BS 4232 ölçülendirme skalasında “1st quality 100% whole surface” olarak sınıflandırılır.

Kumlama işlemi kuru havalarda mümkün olan en kısa zamanda yapılıp bitirilmeli ve boya işlemine geçilmelidir. Çünkü üzerindeki pas ve istenmeyen oluşumlar temizlendikten sonra çelik, paslanmaya karşı daha da savunmasız haldedir. Eğer hava da rutubetli ise kumlanmış çelik derhal kararmaya ve paslanmaya başlar.

BOYAMA İŞLEMİ

Çelik kumlandıktan sonra, önce astar boyası (antipas) atılmalı, daha sonra asıl boya yapılmalıdır. Bu konuda çeliğin kullanıldığı alan çok önemlidir. Örneğin bir gemiye atılacak boya ile, bir konteynere atılacak boya birbirinden farklıdır. Ayrıca uygulanacak boyanın ne kadar kalınlıkta olacağı da, yine çeliğin maruz kalacağı şartlar göz önüne alınarak kararlaştırılmalıdır. Bu konu o kadar hassas ve önemlidir ki, örneğin bir geminin hangi denizlerde daha çok seyir yapacağı, (tuzluluk ve sıcaklık oranı değişeceği için) hangi süratlerde devamlı seyir yapacağı (deniz suyunun sürtünme oranı değişeceği için), gibi faktörler göz önüne alınmalıdır. Boyama işleminin ne tür bir aletle yapılacağı da son derece önemli olup, en uygun metot, airless boya makinalarının kullanılmasıdır. Çünkü airless boya makinaları, boyayı hava ile karıştırmadan, yüksek basınçla çelik yüzeye yapıştırır. Eğer eskiden olduğu gibi, havalı boya tabancaları kullanılırsa, boyanın zerrecikleri arasında mikron seviyesinde hava kabarcıkları kalır ve boyanma işleminin kalitesi düşer. Son olarak şunu söyleyebiliriz. Çelik kullanım alanı çok geniş bir materyal olup, zamana ve diğer etkenlere karşı en dayanıklı maddelerden biridir.

Kaynak: https://www.yalazboya.com.tr/bilgi-servisi/kumlama.html

Kumlama Nasıl Yapılır?
Kumlama işlemi, metalin ilerleyen zaman içerisinde paslanması ve farklı etkileşimlere uğramasına sebep olacak durumlar nedeni ile üzerinde oluşan yağ,kir ve pasın kaldırılarak boyama işlemi yapılması ve metalin tekrar kullanılır hale getirilmesi işlemidir.

Bu işlemin genel amacı, metalin kullanım ömrünü uzatmak olmakla birlikte, kullanım süresinde artış sağlamaktır. Kumlama işlemi, özel olarak imal edilmiş çeşitli aşındırıcı maddelerle yapılmaktadır.Kumlama işlemi genel olarak metal yüzeyinde görünen ya da metalin iç kısmına yerleşmiş olan pas ve korozyonu yok etmekle birlikte, metalin özünü ortaya çıkarır ve kaybetmiş olduğu işlevselliği de geri getirmektedir.

Kumlama işlemi bitmiş olan herhangi bir metal, pas ve korozyona karşı oldukça korumasız olabilmektedir. Metalin kumlama işleminden sonra nemli bir ortama bırakılması demek, birkaç saat içinde renk değişimi olması ve oksidasyona maruz kalacak olması demek olduğundan dolayı, bu noktaya dikkat edilmelidir. Bu durum genellikle kendini renk değişimi ile göstermektedir. Bu sebepten dolayı kumlanmış olan metal en kısa sürede korumaya alınmalıdır ve boyanarak metalin hava ile temas etmesi, işlemin etkili bir sonuç verebilmesi adına kesilmelidir.

Kumlama işlemi için tercih edilen ve bilinen en etkili yöntem zinc boyamadır. Boyamanın düzgün yapılmış olması, işlemin kendisinden daha önemlidir. Düzgün yapılmamış bir boyama sonucu herhangi bir kısmından hava alan metal genel olarak yeniden paslanma eğilimindedir. Bu durum, küçük bir noktada başlayan aşınma ve paslanma durumunun yeniden tüm metale yayılmasına neden olmaktadır.

Bu tarz durumlara önlem oluşturması amacı ile, boyamanın profesyonel bir ekip tarafından ve kesiklikle oldukça dikkatli yapılması gerekmektedir. Dikkatli yapılmadığı ve yeniden paslanmanın meydana geldiği durumlarda, işlem bir işe yaramadığı gibi, metal de kullanılabilirlik özelliğini tamamen kaybedecektir. Bu tarz bir durumun yaşanmaması amacı ile boyama işleminin oldukça dikkatli yapılması gerekmektedir.

Kumlama işlemi,yüksek hava basıncı yardımı ile, işlem sırasında kullanılacak olan kumun, metal yüzeyine çarptırılması işlemi olarak nitelendirilmektedir. Genel olarak metalin boyanma işlemine hazırlanması olarak da tariflenebilmektedir.

Boyama işlemine hazırlanabilmesi için metalin milimetrik düzeyde kumlanması gerekmektedir. Bu sayede yüzeyde bulunan kir ve pas gibi, metalin işlevselliğine zarar veren materyaller yok edilerek metal yeniden kullanıma hazır hale getirilmektedir.

Metaller dışında camlar, aynalar ve daha farklı materyaller de kumlanabilmektedir. Bu tarz kumlama işlemleri için metal kumlama aletlerinden daha farklı malzemeler kullanılmaktadır. Kumlaması yapılması söz konusu olan hemen hemen her nesne için farklı bir yöntem ve farklı bir kumlama makinası kullanılmaktadır. Bu makineler, kumlanacak olan materyale ve materyalin cinsine göre seçilmekle birlikte, doğru makine seçimi oldukça önemlidir.

Cam Kumlama Nasıl Yapılır?

Kumlama işlemi cam için yapılacaksa, genellikle cama matlık vermek amacı ile yapılmaktadır.

Camın kumlanması sayesinde, metal üzerinde uygulanan aynı işlem cam yüzeyine uygulanmaktadır ve bu sayede cam yüzeyinde şekiller ve desenler oluşturulabilmektedir. Bu işlemde genellikle amaç, cama mat bir görünüm verilmesidir.

Standart camlar, bombeli camlar ve cam eşyalar, kumlama işlemi ile şekil alabilmektedirler. Cam kumlama makinaları, hemen her işlem için özel olarak dikkatlice kullanılmalı ve kumlamanın düzgün olabilmesi için titizlik ile çalışılmalıdır.

Kumlama işlemi konusunda, camın türüne dikkat edilmeli ve makinalar buna göre seçilmelidir. Standart camlar genellikle düz kumlama makinası ile işlenmekte iken, bombeli camlar yatay kumlama makinası ile işlenmektedir. Cam eşyalar için ise kumlama işlemi genellikle yalnızca eşyanın girebileceği bir boyuta sahip olan kumlama kabinleri içerisinde yapılmaktadır.

Cam kumlama işlemi,genellikle kumlanması söz konusu olan cam materyalin tipine ya da cinsine göre yapılan bir işlem olmakla birlikte, her materyal için farklı araç ve makinalar kullanılmaktadır. Şekil verme işlemleri ya da logo işlenmesi durumlarında, genellikle camın işlenecek yüzeyi açıkta kalacak şekilde diğer her yerinin kapatılması söz konusudur. Düzgün bir işleme yapılabilmesi için öncelikli olarak camın işlenecek kısmından geri kalan her yerinin düzgünce kapatılmış olması gerekmektedir.

Kumlama işlemidikkat gerektiren bir işlem olmakla birlikte, cam metale göre daha narin bir yapıda olduğundan, cam kumlama konusunda daha dikkatli olunması gerekmektedir. Yapılacak hatalar, işlenen materyalin bozulmasına neden olmakla birlikte, istenmeyen sonuçlar ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Cam kumlama işlemi sırasında, düz ya da standart camlar için tercih edilen kumlama işlemi genellikle süsleme, logo ya da isim yazımı üzerinedir. Bununla birlikte, kumlama işleminin yapılacağı kısım hariç her yer kapatılmaktadır. Açıkta kalan kısım ise camın yapısına uygun bir makine yardımı ile işlenmektedir.

İşlenen standart camlara bu işlemin uygulanması sırasında genellikle dik kumlama makinaları tercih edilmektedir. Bunun yanı sıra, bombeli camlar söz konusu olduğunda bu makine yatay kumlama makinası ile değiştirilmektedir.

Yatay kumlama makinaları, bombeli camların rahat bir şekilde işlenmesine olanak sağlamaktadır. Dışa doğru çıkıntı veren bombeli camlar, kendilerine uygun olan yatay makine ile kolaylıkla kumlanmaktadırlar. Bazı durumlarda yalnızca alt ya da üst taraflarında belirli boşluk bırakılırken, bazı durumlarda bombeli camların tamamı kumlanmaktadır.

Kumlama genellikle basınçlı hava yardımı ile geniş bir alana kum püskürtülmesi işlemi olarak tanımlandığından dolayı, küçük cam materyallerin kumlanması konusundan ise genellikle kabinler tercih edilmektedir.

Kabinler yardımı ile, bardak, sürahi ve buna benzer pek çok cam eşyanın kumlanması yapılabilmektedir. Kumların geniş bir alana yayılarak materyale verilecek olan desenin görüntüsünün bozulmaması için, küçük materyaller konusunda genellikle kabin kullanmak gerekmektedir. Bu kabinler içerisinde ise kumlama işlemi el ile yapılmaktadır.

Yanı sıra, cam eşyalar kumlanırken yine yalnızca kumlamanın yapılacağı alan açıkta bırakılmaktadır. Cam eşyaların kumlanabilmeleri için kullanılan kabinler genellikle tezgâh üzeri tasarıma sahip olduğundan dolayı, küçük cam bibloların dahi kumlanması işlemleri kolaylıkla yapılabilmektedir.

Cam eşyalar, düz camlara ya da bombeli amlara göre daha narin ve daha özenli bir işlem süreci istediklerinden dolayı, işlem süreleri de buna bağlı olarak uzun olmaktadır. Bununla birlikte, işlem süresinin uzaması, eşyanın profesyonel şekilde kumlanması demek olmaktadır.

Dikkatli kumlanmış bombeli camlar genellikle pastane vitrinlerinde ya da camlı dolapların dış yüzeylerinde kullanılmaktayken, kumlanan standart camlar genellikle ofislerde ya da iş yerlerinde tercih edilmektedir. Bombeli camlar aynı zamanda buzdolabı gibi beyaz eşyaların içerisinde de kullanılmaktadır.

Kumlama işlemi sonrası, cam eşyalar ise genellikle kristal bardak olarak piyasada görülmektedir. Yanı sıra, üzerinde desenler olan hemen her cam eşya, biblo, mutfak malzemesi ya da benzeri ürünler, kumlama işleminden geçmiş olmaktadır.

Camlar için uygulanan kumlama işleminde süreç, camın boyutu küçüldükçe gösterilen özenin artmasının gerektiği bir süreç olarak işlemektedir. Ne kadar küçük bir materyal ve ne kadar küçük bir alan kumlanacaksa, kumlama işlemlerini gerçekleştirecek olan ekibin o kadar dikkatli çalışması gerekmektedir zira, cam kumlama işlemlerinde metal yüzeylerde olduğu gibi boyama işlemi de yapılmadığından dolayı, yapılacak en ufak bir hata hemen fark edilebilmektedir.

Bu tarz istenmeyen durumların önüne geçilebilmesi için işlem sürecinde titizlikle çalışılmalı ve dikkatli olunmalıdır. Özellikle cam eşyaların kumlanması konusunda, işlemi yapacak kişilerin dikkatli olması gerekmektedir çünkü kumlama işlemi bir çeşit aşındırma işlemi olduğundan dolayı, el ile kumlanan alanın, işlem sırasında temas etmesi durumlarında istenmeyen kazalar ortaya çıkabilmektedir. Bu tarz durumların önüne geçilebilmesi için ise gerekli olan koruyucu ekipmanların mutlaka kullanılması gerekmektedir.

Ayna Kumlama Nasıl Yapılır?

Kumlama işlemi, aynalar için yapılmak istendiğinde de genellikle cam kumlama ile benzer bir süreç işlenmektedir.

Ayna kumlamanın birden fazla yolu olmakla birlikte, hızlı çözüm isteyenler için ayna kumlama kremleri en iyi sonucu vermektedir. Bunun yanı sıra lazer gibi alternatif yöntemlerde bulunmaktadır.

Kumlama işlemi ayna üzerinde iki yöntem ile yapılabilmektedir. Bu yöntemlerden ilki, aynaların arka yüzeyinde bulunan sır tabakasının kazınması sonucunda cam yüzeyin ortaya çıkarılması olmakla birlikte, diğer yöntemde ise aynanın cam yüzeyi kazınarak, üzerine şekil işlenmesidir. Ayrıca, ayna kumlanması işlemlerinin en iyi örnekleri genellikle duşa kabin camlarında ya da buzlu cam denilen materyaller üzerinde görülmektedir.

Aynalar için kumlama işlemigenellikle desen çalışılması üzerinedir. Tercihe göre, aynanın sırlı yüzeyi ya da cam yüzeyi, istenilen desene göre aşındırma işleminden geçer ve kumlama işlemi bu sayede yapılmış olur. Aynalar söz konusu olduğunda, kumlama işlemlerinde yaratıcı desenler sıklıkla görülmektedir.

Kumlama işlemiiçin aynanın hangi yüzeyinin tercih edileceği ise, tamamen aynaya ve seçilen desene bağlıdır. Mat bir zemin üzerinde parlak bir desen tasarımı yapılmış ise genellikle aynaların sırlı tarafları, kumlama makinası tarafından aşındırılmakla birlikte kumlama işlemine tabi tutulmaktadır.

Bununla birlikte, ayna için tasarlanmış olan desen parlak zemin üzerine mat bir desen ise, kumlama ve aşındırma işlemi için aynanın parlak yüzeyi tercih edilmektedir. Aynaların kumlanması konusunda, genellikle bu işlem kumlama adı altında değil buzlu cam adı altında geçmektedir. Buzlu cam, aynanın ya da camın parlak yüzeyinin kazınması ile mat bir görünüm oluşturulmasına verilen isimdir.

Kumlama işlemi,bazı durumlarda camların ayna görüntüsüne kavuşmaları için yapılmakla birlikte, herhangi bir materyal üzerinde desenli ayna kullanımı yapılacağı durumlarda da kumlama işlemleri yapılmaktadır. Kumlama işlemlerinden geçmiş ve desen verilmiş aynalar genellikle dekorasyon amacı ile kullanılmaktadır. Bu aynalar, hemen hemen her şekilde ve desende kumlanabildiğinden dolayı, çok sık tercih edilmektedirler.

Aynaların sır yüzeyinin bu kumlama işlemi için kullanılması durumu, desen oluşturulması konusunda işlemi uygulayacak kişiler açısından daha büyük kolaylık sağlamakla birlikte, yapılan desen çok daha güzel görünmektedir. Buzlu cam yapımı işlemlerinde ise, desenden ziyade, cam ya da ayna üzerindeki belirli alanda kazınma işlemi uygulanmasına bağlı olarak bir buğu ya da bulanıklık görüntüsü oluşturulması gerekmektedir.

Bu buğu ya da bulanıklık görüntüsü, özellikle duşa kabin sektöründe tercih edilmekle birlikte, iç gösterme özelliği bu işlem tamamen kaybedilen camlar ya da aynalar genellikle iç mekân ve dış kapı camlarında tercih edilmektedir. Tercih edilmelerinin en büyük nedeni ise, içeriyi hiçbir şekilde net olarak göstermemesidir. İçeriden bakan kişi dışarıyı göremezken, dışarıdan bakan kişide camın ya da aynanın diğer tarafını yani içeriyi görememektedir.

Ayna kumlama için hemen hemen her ayna çeşidi kullanılabilmektedir. Ayna seçiminde etkili olan en bilindik faktör ise, mimari yapı olmaktadır. Mimari yapıya uygun olarak seçilen aynalarda genellikle her tarz desen çalışması yapılabilmektedir.

Desen çalışmaları apartman gibi mekanlar için yapılan aynaların genel kullanım alanları ise çoğu zaman apartman dış kapıları ya da asansörler olmaktadır. Bununla birlikte, asansörlerde çoğu zaman düz aynalar da tercih edilmektedir.

Aynalara kumlama ile yapılabilecek olan desenlerde sınırlama bulunmamakla birlikte, desen çalışması aynın parlak tarafında yapılacaksa, genellikle işlemin yapılması için lazer yöntemi uygulanmaktadır.

Kaynak: https://www.havadis07.com/en-uygun-yat-kiralama-hizmetleri

Teknelerde Raspa ve Boya İşlemleri

Bir yerin boyaya hazırlanması; bu yerin daha evvel boyalı olması durumuna göre boyaya hazırlanmasında dikkat edilecek husus, boyanacak yüzeyin toz, yağ gibi maddelerden iyice temizlenmesidir. Eğer bu yer temizlenmeden boya sürülürse pislikler boyanın yüzeye yapışmasını engeller ve bu boya sürüldükten bir müddet sonra dökülmeye ve tabaka tabaka kalkmaya mahkumdur. Teknelerde Raspa ve Boya İşlemleri başlıklı bu yazının faydalı olacağına inanıyoruz.

Dikkat Edilmeli
Daha evvel boyalı olan bir yüzeyde kalın bir boya tabakası oluşmuş ise bunun üzerine tekrar sürülecek boyanır, koruyuculuk niteliği kalmaz bu bakımdan gemilerde çok kalın boya tabakalarının oluşmasına meydan verilmemelidir.
Böyle bir yerin boyanması gerektiğinde, daha evvel bu kalın boya tabakaları raspa ile dökülür. Temiz sac meydana çıkarılır, ondan sonra yeni bir sacın boyanması işlemine tabi tutularak, boyanır.

Yeni bir sacın veya raspa edilmiş bir sacın boyanması ise şu işlemlerin yapılması ile mümkün olur.

Yeni veya boyası dökülmüş yüzeyler boyanmadan evvel iyice temizlenmek suretiyle bütün pisliklerden arındırılır. Hatta bu yüzeylerin üzerinde ince pas tozları kalmaması için tatlı su ile yıkanmaları ve kurur kurumaz, ilk kuruyucu boya olan Sülyen sürülmesi gereklidir.

Sülyen kuruduktan hemen sonra ilk kat boya sürülür, boya sürülürken yüzeye iyice yedirilmesi önemlidir. İkinci kat veya son kat boya sürülerek bu yüzeyin boya işlemi tamamlanır.

Boya uygulaması yani sürülmesi için seçilecek zaman önemlidir. Bunun için daha ziyade güneşli ve kuru hava tercih edilmelidir.

Kaynak: https://www.denizcilikbilgileri.com/gemilerde-raspa-ve-boya-islemleri/

Bu yazıda, 20 – 25 m tam boya kadar olan teknelerle ilgili kum raspası tecrübelerimizden faydalandık.

Kum raspası, veya kumlama, (sand blasting = kumlu patlatma) metallerin, ahşapların ve plastiklerin yüzeylerini temizleme ve pürüzlü bir strüktür verme tekniklerinden birine verilen addır. Yan taşlama, motorlu fırça ve benzer yöntemlere nazaran çok etraflı bir teşkilat gerektirir, ama çok başarılı ve başka metotlarla erişilemeyen sonuçlar verir.Özellikle boyanacak metallerde, kum raspası şüphesiz en başarılı yüzey hazırlama yöntemidir ve rakip olabilecek diğer bir yüzey hazırlama yöntemi yoktur.

Prensibi:

Kum veya çeşitli diğer projektiller, basınçlı hava ile Venturi prensibi ile işleyen bir nozuldan geçirilerek yüksek süratle raspalanacak yüzeye püskürtülür. Bu sırada yüzeydeki boya, pas ve diğer kaplamaları söker, mikro kraterciklerle pürüzlendirilmiş bir yüzey oluşturur.

Öğeleri:

Projektiller veya raspa cephanesi: Ülkemizde en yaygın malzeme kuarz kumudur. Kuzey yörelerde, “Podima kumu” adı altında Karadeniz kumsallarından toplanan kum kullanılır. Kumda tuz bulunması, raspalama için zararlıdır, ayrıca doğal süreçler sonucu oluşmuş kumların yüzeylerin nispeten.

yuvarlanmış olması, raspalama etkisini azaltır. Buna mukabil, taş ocaklarında “eleküstü” kalan 1 – 3 mm ebadındaki kırma kum raspaya son derece uygundur. Yöremizde Çine’de bulunur. Bu kumun rengi süt beyazdır. Bazı kuarz kumları açık mora çalan renk gösterirler. Ancak kum, raspa sırasında ufalanması ve dolayısı ile tekrar kullanılmasının verimsiz olmasından dolayı ve sağlığa zararlı olmasından dolayı (silikoz) gittikçe yerini bakır cürufu (Kupferschlacke) veya kuarz ihtiva etmeyen minerallere veya benzeri ürünlere bırakmaktadır. Bunların yanısıra bir dizi projetil çeşitli malzemelerde kullanım görmektedir. Bazı tatbikatlarda fındık kabuğu hurdası dahi kullanılmaktadır. Projektil sarfiyatının derecesi ve nispeten ucuz bir malzeme olması, uzak yerlerden teminini ekonomik olarak zorlaştıran bir etkendir.

Kompresör:
Tipik kompresörler 300 – 500 m3/saat mertebesinde hava üreten vidalı kompresörlerdir. Genelde kompresörler sistemin kritik öğesidir, yetmezler, nozulda basınç ve dolayısıyla verimin düşmesine yol açaralar.

Nozul: 
Nozullar çok sert bileşiklerden üretilen (örneğin bor karbid) iç açıklığı en dar yerinde 8 – 12 mm olan, profili Venturi etkisine yol açan özel elemanlardır. Projektil, uygun şartlarda nozulda 200 km/h mertebesinde hızlanabilir.

Kum karıştırma kazanı:
Çok fazla özelliği olmayan basit, basınca dayanıklı bir kazandır, genelde altında bir karıştırma valfı vardır. Bu valf kolay bakım görebilecek tipte olmalıdır çünkü kolay tıkanır.

Operatör ve koruyucu giysisi:

Kum raspası operatörü, cebri hava ile solur, bu hava genelde ana kompresörden dallandırılır. Operatör, kafasını hafif metal veya CTP’den üretilmiş bir kaskla korur.

özlük camları çifttir, dış cam iç camı korur ve sık, sık değiştirilmesi gereken bir sarf malzemesi kabul edilir. Operatör ayrıca deri önlük, çizme ve eldivenlerle korunur. Solunum havası insan kullanımına göre şartlandırılmalıdır.

Hortumlar ve hortum fitingleri:

10 barlık bezli kauçuk hortum kullanılır. İçinden kum geçen hortum hava hortumundan bir ölçü daha büyük ebattadır, bu hortum aşınmadan dolayı nispeten sık değiştirilir. Hortum fitingleri sustalı tipte (quick coupling) olup hortum kesidini azaltmamalıdır.

Raspalanmaya müsait yüzeyler

Çeliklerin raspalanması:

Çelik yüzeyler, yüzey pasının temizlenmesi ve yüzeyin pürüzlendirilmesi için raspalanır. Pürüzlendirmeyle yüzey % 300’e varan mertebede “genişler” ve bu, boyaların yüzeye intibak etmesi için gereklidir. Raspalanmış yüzeye en iyi intibak eden boyalar epoksi esaslı astarlardır. Epoksi çinko fosfat çok başarılı bir astardır, altındaki saçı anodik olarak da korur. Yüzeyin temizlik derecesi SA1 ile sınıflandırılmaya başlanır. Bu, SA3’e kadar iyileştirilebilir.

Bu sayıların ne ifade ettiğini ekteki tabloda görebilirsiniz. Arazi koşullarında elde edilebilecek en iyi yüzey SA 2.5 mertebesindedir. SA 2.5 mertebesinde raspalanmış ve epoksi esaslı boyalarla usulüne uygun boyanmış bir tekne karinasında 6 – 8 yıl boyunca sırf yaraların onarımı gerekir, önemli bir paslanma oluşamaz, boyası yüzeysel bakım uygulandığı sürece dökülmez. Raspalamadan sonra, hava şartlarına göre astar 2 -4 saat içinde uygulanmalıdır.

Raspalanmış saç, açık gri, homojen ve ipeksi tekstürde bir görünüm arzeder.

Boyanıncaya kadar yüzey çok hassastır, kesinlikle tiner, aseton, trikloretilen, bez, fırça, vb dokundurulmamalı, sırf basınçlı hava ile “silinmelidir”. Kum raspası uygulanmış yüzeylere kesinlikle el sürülmemelidir.

Pik dökümlerde (salma ağırlıklar) kum raspası, dökümün gözenek yapısına göre farklı sonuçlar verir.

Derin gözenekli dökümler, kum raspası dahil hiçbir yöntemle pastan ve yüzey bozulmalarından tam anlamıyla arındırılamaz.

İğne raspası kum raspasına alternatif midir? İğne raspası yüzeyin bir dizi iğne hareket ettiren bir pnömatik çekiçle temizlenme ve pürüzlendirme yöntemine verilen isimdir. Kapalı hacimlerde ve hassas cihazların yakınında kum raspasının yerine kullanılsa da, oluşan yüzey kum raspasına nazaran daha parlak ve daha az temizdir.

İğne raspası ancak kısıtlı şekilde kum raspasına altenatiftir.

Alüminyum:

Alüminyum da çelik gibi boyaya hazırlık olmak üzere raspalanabilir, çeliğin aksine alüminyumda, doğru astarların (epoksi baryum kromat) kullanılması halinde, kaba zımparalı (36 kum) yüzeylerde de iyi sonuç alınmaktadır. Ancak alüminyumda da kum raspası en iyi sonuçların alınmasını sağlar. Alüminyumda yüzey oksidasyonu başlangıçta çok ince olduğunda kesinlikle gözükmez, alüminyumun hiç bekletmeden astarlanması şarttır.

Ahşap:

İngiltere’de kum raspası, kullanılmış ve katlarla boya kaplanmış ahşap yüzeylerin rutin ve hassas bir şekilde boyaya hazırlanması için kullanılan bir yöntemdir.

CTP (veya daha yaygın adıyla fiberglas):

CTP için de kum raspasının önemi büyüktür. Özellikle hidrolize uğramış (osmozlu) fiberglas, kum raspasına tabi tutulduğunda, yüzeyin altında kalan, göze tam gözükmeyebilen zayıflamış bölgeler patlatılmakta, sorunsuz fiberglas ise bu sırada bozulmamaktadır. Gerçi bu şekilde hazırlanmış yüzeyler çok pürüzlü olduklarından diğer yöntemlerle “hazırlanmış” yüzeylere nazaran daha fazla macun gerektirmektedirler, ama raspalanmış yüzey fiberglasın kurumasına çok müsait olduğu gibi, sağlam yüzeyleri azami derecede korunmuş olmaktadır. Bu yöntem çok becerikli raspa operatörleri gerektirir, yoksa CTY’ye gereksiz hasar verilir.

Dikkat edilmesi gereken bazı konular:

  • Kum raspası yüksek hava debisi gerektirir. Kiralık kompresör operatörleri, makinelerin sakınmaya çalıştıklarından
    bu debi bir türlü elde edilemez ve işlem uzar ve kum tüketimi aşırı artabilir. Debi ölçmek zordur, ama bir enjektör iğnesi ile nozul önündeki basınç raspalama sırasında ölçülebilir ve bu değer debi hakkında malumat verir.
  • Aşınmış nozul kum tüketimini çok arttırır.
  • Kum, işlem sırasında çok ufalanır ve en ufak çatlaklardan, açıklıklardan etrafa, teknelerin içlerine, elektronik cihazlara, motor pistonlarına kadar nüfus eder. Kullanılmış kumun içine demir oksit (pas) da karıştığından, raspa yapılan yerlerin civarındaki diğer tekneler sararabilir ve tozdan aşırı zarar görebilir.
  • Raspa operatörünün maske camı kısa aralıklarla değiştirilmelidir. İşlem normal camı “buzlu cama” dönüştürdüğünden operatör bir süre sonra önünü göremez. Önünü göremeyen operatör ise tahribata yol açar.
  • Aşırı ufalanmış kumu tekrar kullanmak verimsizliğe yol açar. Projektiller, türlerine göre genelde iki kez kullanılabilir.
  • Elenmemiş veya rutubetli kum nozulu tıkar.
  • Yıkanmamış deniz kumu raspalanan suya hassas (paslanabilecek) yüzeyleri derhal bozar.
  • Raspalanan yüzeye kısa aralıklarla iki kat astar uygulamak gerekir, tek kat astarda bazı gözenekler gözden kaçacağından, yüzey bozulmasının tohumu atılmış olur.
  • Eğer raspalanmış yüzey usulüne uygun boyanamazsa, boyama arifesinde hızlı bir “sweep blasting” yani “süpürme” uygulanıp işleme devam edilmelidir.

Tablo 1: Nozul ve tüketim ilişkileri

Basınç (bar olarak ve nozulda)
Nozul ölçüsü(mm)455,567
8150170190210240m3/h  hava
240275310340370Kg kum
1417212429HP kompresör
10215240270290330m3/h  hava
345390440480520Kg kum
1924293340HP kompresör
12350400450500550m3/h  hava
500600700800850Kg kum
3240485565HP kompresör

Tablo 2: Yüzey Standartları

İsmiTarifiİsveç Standartıİngiliz StandartıSSPC CodesNACECDN. Govt.
(CGSB)
Beyaz Metal Nisbetinde Kumlama  Görünür tüm pasın, hadde kabuğunun, boya ve diğer kirleticilerin temizlenmiş olması. Metal, homojen beyaz/gri olarak gözükecektir. Bu en üst temizlik derecesidir. Bu metod, şiddetli çevre şartlarından dolayı azami boya yapışmasının gerekli olduğu durumlarda uygulanır. Örnek olarak devamlı suya veya sıvı kimyasallara daldırılmış yüzeyler gösterilebilir.SA 3BS4232
First Quality
SSPC.SP5NACE #131 GP 404
Type 1
Neredeyse Beyaz Metal Nisbetinde Kumlama  Bu metodda yüzey tüm yağ, gres, kir, hadde kabuğu, pas, korozyon ürünleri, oksidler, boya ve diğer yabancı maddelerden arındırılmıştır. Ancak, pas lekelerinden, hadde kabuğu oksitlerinden veya az ve sıkı sıkıya yapışmış boya ve diğer kaplama artıklarından kaynaklanan istisnai çok hafif gölgeler, istisnai çok hafif çizgiler ve hafif renk bozuklukları kabul edilir. Her 25 mm x 25 mm ebadındaki yüzey parçasının % 95’i görülür artıklardan arınmış olacak, bakiye yüzeydeki eksiklikler yukarda söz edilen hafif renk bozukluklarıyla sınırlı kalacaktır. Pratik bir görüş açısından, bu metod her halde kullanılmış bir saç yapının ulaştırılabileceği en iyi yüzey kalitesini ifade etmektedir.SA 2 ½BS4232
Second Quality
SSPC.SP10NACE #2
Ticari Kumlama  Bu metodda yüzey tüm yağ, gres, kir, hadde kabuğu, ve diğer yabancı maddelerden arındırılmıştır. Ancak, pas lekelerinden, hadde kabuğu oksitlerinden veya hafif ve sıkı boya ve diğer kaplama artıklarından kaynaklanan hafif gölgeler, hafif çizgiler ve hafif renk bozuklukları kabul edilir. Eğer yüzeyde çukurcuklar (pitting) mevcutsa, çukur diplerinde hafif pas ve boya artıkları kalabilir. Her 25 mm x 25 mm yüzey parçasının en az % 67’si görülebilir izlerden arındırılmış olmalıdır. Bakiye yüzeydeki eksiklikler, yukarda sözü edilen hafif artıklarla sınırlı kalmalıdır.SA 2BS4232
Third Quality
SSPC.SP6NACE #331 GP 404
Type 2
Kumla Fırçalama  Bu metodda yüzey tüm yağ, gres, kir, kabuklu pas, hadde kabuğu, yüzeye intibak etmemiş pas ve boya artıklarından ve diğer yabancı maddelerden arındırılmıştır. Yüzeye sıkı intibak etmiş hadde kabuğu ve pas, boya ve diğer yüzey kaplamalarının kalmalarına izin verilir. Ancak, tüm hadde artıklarının ve pasın, alttan bol miktarda ve yüzeye homojen dağılmış metalin gözükeceği derecede kumlanmış olması aranır.SA 1Light blast to brush-offSSPC.SP7NACE #431 GP 404
Type 3

Kaynak: http://yachtworks.info/tr/turkce-kum-raspasi